Bilecik şehrinde, her yıl Ramazan ayının gelmesiyle birlikte bir gelenek yaşatılıyor. Bu geleneğin en önemli simgesi olan Ramazan topu, 30 yıldır hiçbir ücret talep edilmeden, her akşam iftar vaktinin yaklaşmasıyla birlikte bir gönüllü tarafından ateşleniyor. Kimliğiyle herkesin gönlünde taht kuran bu kişi, hem Bilecik halkının hem de Ramazan’ın ruhunu yaşatmak konusunda büyük bir özveriyle hizmet veriyor. Bu anlamlı geleneğin ardında yatan hikaye ve topluma kattığı değerler, ramazan ayını bekleyenlerin merakını artırıyor.
Ramazan topu geleneği, Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. İlk olarak 19. yüzyılda İstanbul’da uygulanan bu gelenek, zamanla Anadolu’nun birçok şehrine yayılmıştır. Ramazan ayına özgü olarak, oruç tutanların iftar vaktinin geldiğini bildirmek amacıyla ateşlenmesi, halk arasında bir davet ve kutlama vesilesi olmuştur. Bilecik, bu geleneyi yaşatan birkaç şehirden biri olarak anılmaktadır. Her akşam saat 20:30’da atılan top, kentin merkezinden tüm mahallelere ulaşarak, iftar hazırlıkları yapan ailelere bir işaret vermektedir.
Bilecik’te bu geleneği yaşatan ve her akşam Ramazan topunu ateşleyen gönüllü, bu görevi 30 yılı aşkın süredir üstleniyor. Ailesini bu geleneğin kıymetinin bilincinde yetiştiren bu kişi, sokaklardaki çocukların sevinçle koştuğu, yaşlıların büyük bir sabırsızlıkla beklediği bir anı yaratmayı hedefliyor. “Bu geleneği yaşatmak benim için bir görevden öte bir mutluluk kaynağı,” diyor. Bu sözleriyle, toplumun bir parçası olmanın verdiği mutluluğu ifade eden gönüllü, aynı zamanda Ramazan ayının birlik ve beraberlik ruhunu da ön plana çıkarıyor.
Ramazan topunun sesi, sadece bir zaman işareti olmanın ötesinde, hayırlı bir ayın geldiğini müjdeleyen bir melodi gibi tüm şehri sarhoş ediyor. İftar sofralarının kurulmasında, duaların yapılmasında ve ailelerin bir araya gelmesinde bu geleneğin payı büyük. O vakit, herkes bir araya gelir, sevinçle karşılar ve bu gelenek sayesinde Ramazan'da birlik olmanın keyfini yaşar.
30 yıldır bedava Ramazan topu ateşleyen gönüllü, bu geleneğin gelecekte de devam etmesi için gençlere ilham vermeye kararlı. “Her yıl topu ateşlerken, genç neslin bu geleneği devralmasını umuyorum,” diyor. Bu düşüncelerinin yanında, Bilecik halkının geleneklerine olan bağlılığını, Ramazan’ın ruhunu ve tüm güzelliklerini korumanın önemine de dikkat çekiyor. Ramazan ayının sadece bir ibadet dönemi olmadığını, aynı zamanda toplumsal değerlere sahip çıkmak için bir fırsat sunduğunu vurguluyor.
Bilecik’teki bu gelenek, sadece bir kutlama değil; geçmişle bağlantıyı sürdüren, aidiyet duygusunu pekiştiren, sevgiyle dolu bir anıdır. Ramazan topu, birbirini tanımayan insanların dahi aynı anda iftar saati gelene kadar bir arada hissetmesine olanak tanıyor. Bu nedenle, Bilecik halkı sadece Ramazan ayında değil, diğer aylarda da bu geleneği hatırlamakta ve yaşatmaya nasıl katkı sağlayacaklarını düşünmektedirler. Gönül dostlarının elleriyle bu geleneği desteklemeleri, Bilecik’in hoşgörüsünün ve birlikteliğinin bir simgesi olarak değerlendiriliyor.
Bilecik’te Merhamet ve Yardımlaşma içerisinde var olan bu güzel gelenek, şimdi ve gelecekte de yaşatılacağından emin. Tüm şehir halkı, Ramazan topunun atılışını sabırsızlıkla beklerken, bu eşsiz geleneğin güzelliklerini kucaklıyor. Umarız ki, bu hikaye ve gelenek, sadece Bilecik için değil tüm Türkiye için bir birlikteliğin, sevginin ve dayanışmanın hikayesi olarak da anılmaya devam eder.