Setur ilçesine bağlı Çakmak Mahallesi, Türkiye’nin unutulan köylerinden biri olarak öne çıkıyorken, burada yaşayanların büyük bir kısmı doğuştan sağır ve dilsiz olarak dünyaya geliyor. 20 yılı aşkın süredir, bu mahallenin çocuklarının %70’i çeşitli işitme ve konuşma engelleri ile doğmakta. Çocukların durumu, hem aileler hem de sağlık otoriteleri için ciddi bir endişe kaynağı oluşturuyor. Uzmanlar, artış gösteren bu doğuştan engelliliğin ardındaki sebepleri araştırırken, durumu önlemek için atılması gereken adımlar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Çakmak Mahallesi’nde gözlemlenen yüksek orandaki doğuştan engelli çocuk sayısının ardında yatan çok sayıda sebep bulunuyor. Bunlar arasında genetik faktörler, çevresel etkiler ve sosyal şartlar yer alıyor. Bölgedeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği, ailelerin genetik geçmişlerine dair bilgi sahibi olmaması ve bazı ailelerde sürekli tekrarlayan evliliklerin yapılması, engelli doğumlarının yüzdesini artıran başlıca sebepler arasında sıralanıyor. Bunun yanında, aşılamadaki eksiklikler ve hamilelik süresince doktor kontrolüne gitmemek gibi durumlar da engelli doğumlarını tetikleyici faktörler arasında sayılabilir.
Ayrıca, bölgedeki eğitim seviyesinin düşük olması, ailelerin sağlık konusunda bilinçlenmesini engelliyor. Çocuklarını sağlık kontrollerine götürmeyen çoğu aile, sağır ve dilsiz doğan çocuklarının durumu hakkında yeterli bilgi edinemiyor. Uzmanlar, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu meseleyi ele almasının önemli olduğunu vurguluyor. Ailelerin sağlık bilgisine ulaşmasını sağlamak, bu sorunun köklü bir şekilde çözülebilmesi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Çakmak Mahallesi’ndeki durum, sadece tıbbi bir mesele değil, aynı zamanda sosyal bir sorundur. Uzmanlar, bu sorunla başa çıkmak için birkaç çözüm önerisi sunuyor. İlk öneri, ailelerin bilinçlendirilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin artırılmasıdır. Yerel yönetimler, hamilelik sürecinde ve çocukların büyüme dönemlerinde ailelere eğitim programları sunarak erken teşhis ve müdahale imkanlarını artırabilir.
Bir diğer önemli adım ise genetik danışmanlık hizmetlerinin sağlanmasıdır. Bu hizmetler, ailelerin genetik riskleri hakkında bilgi sahibi olmasını ve sağlıklı gebelik sürecini desteklemesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, sosyal hizmetler aracılığıyla engelli çocuklara yönelik eğitim programları ve rehabilitasyon hizmetleri de verilmelidir.
Çocukların eğitimine yönelik projeler geliştirmek, onların topluma kazandırılması ve sosyal entegrasyonunu sağlamak açısından oldukça faydalı olacaktır. Engelli çocukların eğitim haklarına ve kendilerini geliştirme fırsatlarına sahip olması, toplumda farkındalık yaratmanın yanı sıra, engelli bireylerin de değerli bireyler olarak toplumda yer almasına katkıda bulunacaktır.
Söz konusu mahalledeki durum, diğer bölgelerde de benzer sorunların yaşanabileceğinin bir göstergesi. Uzmanlar, benzeri yerleşim birimlerinde de bu tür sorunların takip edilmesi gerektiğini belirtiyor. Sağlık otoriteleri ve yerel yönetimlerin, Türkiye genelinde engelli doğumlarını azaltacak önlemleri almasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Çakmak Mahallesi ve benzeri yerlerdeki durum, dikkat çekici olsa da çözümü olmayan bir sorun değildir. Toplum olarak çocuklarımızın geleceği için üzerine düşmekteyiz. Sağlıklı nesiller yetiştirmek, sağlıklı bireyler yetiştirmekle başlar. Bu yüzden, hem devlet hem de toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirerek, bu gibi durumlarla mücadele etmek çağın gerekliliğidir. Sonuç olarak, sağlıklı ve mutluluk dolu bir gelecek, ancak bilinçli adımlarla mümkün olacaktır.